Yaz Yağmuru...


Sabahın ilk ışıkları şehre yansırken, yavaş yavaş hareketlenen şehrin sesi yansır, ılık esen pencerden içeri... Gökyüzüyle bütünleşmiş denizin mavisi. Kayalara çarpan denizin dalgalarının sesi... Böylesi güzel bir yaz sabahı zorla terkedilen yatağın ardından, çeşmeden akan buzz gibi su ile ayıkılır ve gün o dakikadan itibaren başlar.

Dalından koparılmış taze portakalın suyu, mis gibi kokan kızarmış ekmek, tereyağı, kaymak, meyve reçelleri, taze peynir, zeytin ile zengin kahvaltı sofrası hazır bile. Kahvaltı sofrası yenilmeyi bekleyedursun, pencereden gelen mis ıslak toprak kokusu, mayhoş eder insanı ve yaz günlerinin vazgeçilmezi 'yaz yağmuru' yağmaya başlar çisil çisil.

Bahçedeki kirazların, eriklerin sabah banyosu başladı bile. Bahçedeki mis koku, toprak kokusuyla birleşince düşünün artık o yaz sabahını... Kahvaltı görevini yapar ve kalkar artık sofradan. Sırada bekleyen bahçe meyveleri...

Dalından teker teker koparılır, kırmızılar, yeşiller, morlar, sarılar... Tabaklarda rengarenk, ışıl ışıl... Hamakta sallana sallana yenen meyve keyfi. Ilık esen rüzgarda sıra mini şekerlemede şimdi. Bir pazar yaz sabahında, telveli kahve kokusu uyandırır insanı şekerlemesinden. Bol köpüklü, orta şekerli, mini fincanda nazlı nazlı belirir. Kahve hüpürdete hüpürdete içilir, bir dilekle kapatılır, falın sihrine bırakılır.

Derken kapının zili çalar, pazar günün eğlencesi arkadaşlar kapıda belirir, hoş sohbet, en içten atılan kahkalar sonrası sırada barbekü partisi. Onlar barbekülerini yapadursunlar kısada olsa size güzel bir yaz sabahı yaşattıysam ne mutlu bana...

0 yorum:

Yorum Gönder