İşte Hayat ! ! !


Bursa'dan bu sabah Mersin'e geldim, 1 haftalık yoğun tempolu günlerimi de böylelikle noktalamış oldum. Bu sabah yolculuktan hemen sonra Mersin'e iner inmez, soluğu ehliyet sınavında aldım. Yol boyunca dersime iyi çalışmıştım, bu sebeple sınavım da güzel geçti, darısı trafikte araç sürme sınavına. Keza bu sınav çok daha önemli.

Bursa'da olduğum bu 1 haftalık sürede sizlerle birlikte olamadım, blogumu aksattım. Yazacak çok şey birikti diyebilirim. Bu 1 hafta bana insanların gerçek yüzlerini tanımama vesile oldu. Taşınma maratonu tam bir kaostu benim içinde evi paylaşacağım kuzenim Betül ve Mehtap içinde aynı şey geçerliydi. Kız olduğumuz içinmidir bilmiyorum ama çok eşyamız vardı onları toplamak ve yeni evimize taşımak bizi bir hayli yordu ama deydi.

Sadece evi taşımakla bitse keşke her şey. Ama yeni evde bizden önce oturan öğrenci kızlar(!) maalesef evi temiz bırakmamışlar, bize de o pisliklerini temizlemek kaldı. Bir de utanmadan biz eve taşınırken "evi temiz bırakacağız çok dipbucak temizlemenize gerek kalmayacak" demesinlermi. Gelde kötü olma değil mi? Ah şu insanoğlu. E tabi bu kızlarında evi zamanında boşaltmamaları da cabası.

Maalesef insanlarımızda, bilhassa gençlerimizde, öğrencilerimizde sorumluluk bilinci oluşmamış, Bu duruma çok üzüldüm. Bu insanlarla aynı üniversitede okumak bile beni rahatsız etti. Mezun olacaklar ve iş hayatına atılacak bu insanlar, iş hayatında başarılı olacaklarını hiç sanmıyorum.

Ha birde apartmanda yaşamasını bilmeyen komşularımızda olunca, düşünün artık bendeki sinir harbini. Site içerisinde ses sistemini balkona kuran ve bangır bangır müzikle gece yarılarına kadar son ses açan komşularımız(!) var. Kendilerine bu durumu şikayet ettiklerimizde ise gece 00.00'a kadar bu haklarının olduklarını, başka insanların kendilerinden daha fazla ses çıkardıklarını söylemesinler mi. E iyi de burası disko değilki! Ne yazık ki ev ile disko ayırımını yapamayan öğrenciler(!) söz konusu. Okuldaki öğretmenlere hak vermeye başladım.

Dertlerin hangibirini anlatsam, cimri, paragöz ev sahibimizi mi, sorumsuz öğrenci milletini mi, v.s... Bizim insanımız işlerini zamanında asla yapmaz, yumurta dayanınca kapıya başlarız tutuşmaya. Kural nedir bilinmez ve insanları insan olarak değil de para olarak görenler ve sonra kendi dallarına basıldıklarında insanlık bekleyenler... Söz konusu insansa dert de bitmez tasada...

Hep böyle olumsuzluklardan bahsettim ama güzel tarafları da yokmuydu vardı elbette. 3 kız artık bir evimiz oldu, hepimiz ayrı ayrı odalarımızı temizledik, eşyalarımızı yerleştirdik, süper oldu. Güle güle oturacağımız günler görürürüz umarım. Şimdilik onları yalnız bıraktım onlar hala Bursa'dalar ben Mersin' döndüm, o evi ve arkadaşlarımı bırakmak gelmedi içimden. Ama burada da yarım bıraktığım işlerime de geri dönme vakti geldi. Taşınmak da bir çeşit spor oldu benim için farkı hissettim, sporuma devam edeceğim, şimdilik hoşça kalın...

0 yorum:

Yorum Gönder