'Dizi' Olduk Çıktık !!!


Eylül ayı geldi. Hoşgeldi. Eylül ayı demek tatilin artık bittiğine, yeni iş, eğitim, öğretim yılına başlandığına işarettir. Bu ayda, yeni planlar yapılır, yeni döneme hazırlıklar tamamlanır. Güz mevsimi başlar! Ama bu, ülkenin güneyinde yaşayan insanlar için maalesef geçerli değil, hala sıcak hala sıcak... Eylül mevsim olarak güzü hissettiremedi bize.

Okulum da çok yakın bir zamanda açılıyor, yeniden kaydımı oldum, ders seçimimi yaptım, kısacası yeni döneme hazırım. Umarım başarılı bir öğretim yılı olur benim için ve arkadaşlarım için...

Vitrinlere yeni sezon kıyafetleri gelmiş, televizyonlarda da basbas yeni dizilerin fragmanları dönüyor. Hangi kanalı açsam yeni bir dizi! Başım döndü, takip edemez oldum. Asıl bugün vurgulamak istediğim konu şu dizi furyasına değineceğim. Televizyondaki envai çeşit dizilere fena takıldım. Sayamıyorum artık, o kadar çok varlar ki !...

Televizyonun ülkemizde izleyici kitlesi oldukça fazla. Bunu hepimiz biliyoruz. Bunun farkında olan dizi yapımcıları bu fırsatı kaçırmıyor, her sezon yeni diziler yapmaya devam ediyorlar, bu dizilerden birçoğu tutmadığı içinde yayından kalkıyor, yazık oluyor, onca emeğe, oyunculara, set ekibine v.s... Yüzünü bir daha görmediğim kendini oyuncu sanan insanların fazlasıyla türemesi de cabası! Televizyonun bu durumu insanı fazlasıyla düşündürmüyor değil. Türk izleyicisi akşam işinden, okulundan geldikten sonra, hep dizi mi izlemek istiyor, yoksa dizi izlemeye mi zorlatılıyor?

Bu soruyu yapımcılara sorsak "insanların istemediği bir şey tutmaz, onlar istiyor bizde yapıyoruz" derler, peki ya seyirciye başka seçenek bırakılmıyorsa haliyle seyircide bu dizileri izlemek durumunda kalıyorsa? Benim takıldığım diğer konu bu kadar çok dizinin olması, insanlar kaça bölünecek? O zaman ev içinde bireylerin birbirleriyle sohbeti filan kalmayacak, asosyal insanlar olarak hergün sanal dünyalara konuk olacağız demektir.

Diziler yapılmasın demiyorum, elbette yapılsın, ama fazlası olunca kabak tadı veriyor artık. Kanaatimce dizilere verilen bu kadar para, emek, Türk sinemasına verilse ortaya görsel olarak kaliteli, yüksek ücretlerle yapılan dünya çapında ünü duyulmuş Türk yapımı filmler ortaya çıkar, ama ne yazıkki ülkemizde bu bilinç yok!

Aslında Türk seyircisi bu dizilerle uyutulmak isteniyor, bu da çok güzel başarılıyor, bu yüzden araştırmaya, okumaya zaman ayırılmıyor, okur-yazar oranı ülkemizde azınlıkta kalmaktan öteye geçemiyor. Aslında bu bir döngü, ülkenin ekonomik düzeyi, eğitim seviyesine; eğitim seviyesi ülkenin medyasına, sanatına, politikasına yansıyor. Bu zincirden biri bozuksa diğerlerini de etkiliyor. Aslında bu zincir sistemini bütünüyle görmeli, bütünüyle eleştirilmeli, iyileştirilmeli.

Bu konuda hemen hergün yazan eğitimciler, yazarlar var. Ciddi ciddi rakamlarla konuşan, tehlikeyi sezdirmek isteyenlerin sesi, ülkemizde sadece yazılarda kalıyor, duyulmuyor, duyulmak istenmiyor! Kısacası herkesin işine geldiği gibi... Ne dersiniz hala umut var mı?

0 yorum:

Yorum Gönder